İran Arapça Biliyor mu? Dil, Kimlik ve Tarih Arasındaki Bilimsel Bir Yolculuk
Dil, bir milletin hafızasıdır. Fakat bazen bu hafıza, dışarıdan bakıldığında karıştırılır. “İran Arapça biliyor mu?” sorusu da tam olarak bu karmaşadan doğar. Çünkü İran’ın coğrafi konumu, dini kimliği ve tarihsel ilişkileri, Arapça ile iç içe bir görünüm sunar. Ancak bilimsel olarak bu sorunun cevabı hem “evet” hem “hayır” olabilir. Nasıl mı? Gelin, dilbilim, sosyoloji ve tarih ışığında bu konuyu birlikte inceleyelim.
İran’ın Resmî Dili: Farsça
Önce en temel bilgiden başlayalım: İran’ın resmî dili Farsça (Fârsi)’dir. Farsça, Hint-Avrupa dil ailesine mensuptur; yani köken olarak Arapça’dan tamamen farklıdır.
Arapça ise Afro-Asyatik (Sami) dil grubuna aittir. Bu iki dil, kelime yapısı, gramer sistemi ve ses özellikleri açısından birbirine oldukça uzaktır.
Yani, “İran Arapça konuşur mu?” sorusuna yapısal olarak cevap verirsek, hayır — Arapça İranlıların ana dili değildir.
Ama bu, İranlıların Arapçayı hiç bilmediği anlamına gelir mi? İşte burada tablo değişmeye başlıyor.
Tarihsel Bağ: Arapça İran’a Nasıl Girdi?
7. yüzyılda Arap İslam ordularının İran’ı fethetmesiyle birlikte, Arapça bu topraklarda hem din dili hem yönetim dili olarak önem kazandı. İslam’la birlikte Kuran’ın dili olan Arapça, medrese eğitiminin merkezine yerleşti.
Orta Çağ boyunca İranlı âlimler, filozoflar ve şairler Arapça yazdı. Örneğin, İbn Sina (Avicenna) ve Farabi’nin eserlerinin önemli bir kısmı Arapçadır.
Yani tarihsel olarak, Arapça İran’da elitlerin ve bilginlerin dili haline gelmiştir.
Fakat bu süreçte Farsça da kaybolmadı. Tam tersine, Arap harfleriyle yazılmaya başlandı ve binlerce Arapça kelimeyi bünyesine kattı. Bugün modern Farsça’da kelimelerin yaklaşık %40’ı Arapça kökenlidir. Bu da Arapça bilgisinin kültürel düzeyde kalıcı bir iz bıraktığını gösteriyor.
Günümüzde İranlılar Arapça Biliyor mu?
Modern İran’da Arapça zorunlu eğitim müfredatında yer alır. Ortaokuldan itibaren öğrenciler Arapça dersi görür, tıpkı bizim İngilizce gördüğümüz gibi. Ancak bu dersler genellikle dini metinleri anlama odaklıdır. Dolayısıyla çoğu İranlı Arap alfabesini çözebilir, Kuran ayetlerini anlayabilir; ama günlük konuşma düzeyinde Arapça bilmez.
Yani Arapça, İran’da “okunan ama konuşulmayan bir dil”dir.
Bu durum, bilimsel olarak “pasif dil yeterliliği” olarak adlandırılır. Bir dilin yazı ve anlam boyutunda tanınması, ama konuşma pratiğinde kullanılmaması.
Arapça’nın İran Toplumundaki Rolü
Arapça İran’da iki temel alanla ilişkilidir:
1. Din: İslam’ın kutsal metinleri Arapça olduğu için, dini pratiklerde Arapça kaçınılmazdır. Namaz duaları, Kuran okumaları, tefsir dersleri hep Arapçadır.
2. Akademi ve Teoloji: Kum gibi dini merkezlerde eğitim gören öğrenciler Arapçayı ileri düzeyde öğrenir. İran’ın Şii uleması, Arapça kaynakları doğrudan okuyabilecek seviyededir.
Fakat bu bilgi, toplumun geneline yayılmış değildir. Tahran’daki bir mühendis ya da Şiraz’daki bir esnaf, Arapça konuşmaz; hatta Arapça’yı “zor” bir dil olarak görür.
Dilsel Yakınlık Yanılsaması: Arapça mı, Farsça mı?
Arapça ve Farsça aynı alfabeyi kullandığı için, dışarıdan bakıldığında bu iki dil birbirine benzer görünür. Ancak kelime kökenlerine ve dil yapısına inildiğinde fark derindir.
Örneğin:
“Kitap” kelimesi hem Arapça hem Farsça’da vardır, ama Arapça’da “kitāb”, Farsça’da “ketâb” olarak telaffuz edilir.
Arapça’da cümle yapısı fiil-özne-nesne iken, Farsça’da özne-nesne-fiildir.
Bu farklılıklar, dilsel olarak İranlıların Arapça konuşmasını zorlaştırır.
İranlılar Araplara Karşı Ne Hisseder?
Bu konu sadece dil değil, kimlik meselesidir. İran, tarihsel olarak Pers kültürünün mirasçısıdır. Arap fetihleri sonrasında bile kendi dilini, edebiyatını ve kimliğini korumuştur. Bu yüzden Arapça’ya saygı duyulsa da, Arap kimliğine karşı zaman zaman kültürel mesafe vardır.
Bazı İranlılar, Arapça’nın dini önemiyle gurur duysa da, ulusal kimlik açısından Farsça’yı “üst kültür dili” olarak görür.
Bilimsel Sonuç: Çok Katmanlı Bir Dil Gerçeği
“İran Arapça biliyor mu?” sorusuna tek cümleyle yanıt vermek imkânsız.
— Evet, Arapça İran’da bilinir; ama genellikle okuma ve dini anlamda.
— Hayır, Arapça İran’ın konuşma dili değildir.
Bu durum, bilimsel olarak dilsel temas (language contact) sürecinin klasik bir örneğidir: iki kültür etkileşir, kelimeler geçer, ama kimlikler ayrı kalır.
Merak Uyandıran Son Soru
Peki sizce, bir dil sadece konuşulduğunda mı bilinir, yoksa anlamak da bilmek midir?
İranlılar Arapça’yı konuşmasa da kutsal metinlerle iç içe yaşarken, sizce bu “bilmemek” midir, yoksa “farklı bir şekilde bilmek” mi?