İçeriğe geç

Suriyeliler göçmen mi ?

Suriyeliler Göçmen mi? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Bakmak

Bir eğitimci olarak, her yeni öğrenciyle tanıştığımda zihnimde aynı düşünce belirir: “Her insan, öğrenme yolculuğunda kendine yeni bir yurt kurar.” Öğrenmek, aslında bir tür göçtür — bilmediğimizden bildiğimize, yabancılıktan aşinalığa doğru yapılan içsel bir yolculuk. Bu nedenle, “Suriyeliler göçmen mi?” sorusunu yalnızca siyasi ya da coğrafi bir bağlamda değil, aynı zamanda pedagojik bir bakışla ele almak gerekir. Çünkü göç, tıpkı öğrenme gibi, insanın yeniden şekillenme sürecidir.

Göç Kavramını Pedagojik Bir Çerçevede Düşünmek

Göç, bir bireyin yaşadığı çevreden başka bir yere geçişini ifade eder. Ancak eğitimsel bakış açısından bu kavram, yalnızca yer değiştirme anlamına gelmez; aynı zamanda öğrenmenin yeniden yapılanması anlamına gelir. Suriyeliler, ülkelerinden ayrıldıklarında sadece fiziksel bir sınırı aşmadılar — aynı zamanda kültürel, dilsel ve bilişsel bir dönüşüm sürecine girdiler.

Bu bağlamda “Suriyeliler göçmen mi?” sorusu, aslında “Suriyeliler bu yeni topluma nasıl öğrenerek uyum sağlıyorlar?” sorusuna evrilir. Eğitim, bu dönüşümün merkezindedir. Çünkü her birey, yeni bir toplumda var olmayı öğrenirken; kimliğini, değerlerini ve yaşam biçimini yeniden şekillendirir.

Öğrenme Teorileri Bağlamında Göç Deneyimi

Pedagojik açıdan bakıldığında, göç süreci bir öğrenme laboratuvarı gibidir. Bu süreci daha iyi anlamak için bazı öğrenme teorilerini ele almak gerekir:

1. Davranışçı Yaklaşım: Uyumun Dışsal Öğrenmesi

Davranışçı teoriye göre öğrenme, gözlemlenebilir davranış değişiklikleriyle ölçülür. Göç eden bireyler, yeni topluma uyum sağlamak için dışsal pekiştirmelerle öğrenirler. Örneğin, dil öğrenme süreci ya da toplumsal kurallara uyum, çoğu zaman çevresel geri bildirimlerle şekillenir.

Bu anlamda Suriyeliler, “öğrenen birey” konumundadır; yeni bir toplumsal düzenin kurallarını gözlemleyerek, uygulayarak ve deneyimleyerek içselleştirirler.

2. Bilişsel Yaklaşım: Anlam Kurma Süreci

Bilişselci kuram, öğrenmeyi zihinsel süreçlerin düzenlenmesi olarak tanımlar. Suriyelilerin göç sonrası yaşadığı adaptasyon süreci, tıpkı öğrencilerin yeni bir konuyu anlamaya çalışması gibidir.

Zihin, eski bilgileri (kültürel alışkanlıklar, değerler, normlar) yenileriyle bütünleştirir. Piaget’nin dengeleme ilkesine göre, bu süreçte birey hem özümseme hem de uyum kurma çabasındadır. Göçmen bir çocuk için yeni eğitim sistemi, bilişsel anlamda büyük bir yeniden yapılanma gerektirir.

3. Sosyal Öğrenme Kuramı: Model Alarak Uyum

Bandura’nın sosyal öğrenme teorisine göre, insanlar gözlem ve taklit yoluyla öğrenirler. Suriyeliler yeni toplumda, özellikle çocuklar aracılığıyla, model alarak öğrenirler.

Bir okul ortamında Türk çocuklarının davranışlarını gözlemleyen Suriyeli öğrenciler, zamanla dilsel ve kültürel örüntüleri içselleştirir. Bu süreç, öğrenmenin yalnızca sınıfla sınırlı olmadığını; toplumsal ilişkilerde de sürdüğünü gösterir.

Eğitimsel Uyum ve Toplumsal Dönüşüm

Göç eden bireylerin eğitim sistemine entegrasyonu, sadece bireysel değil, toplumsal bir öğrenme sürecidir. Çünkü bu durum, hem göç edenin hem de ev sahibi toplumun öğrenmesini gerektirir.

Okullar, bu anlamda kültürlerarası öğrenmenin en güçlü zeminidir. Bir öğretmen için sınıf, artık yalnızca bilgi aktarımı yapılan bir yer değil; kültürel etkileşim laboratuvarıdır. Suriyeli öğrencilerle Türk öğrenciler arasındaki etkileşim, karşılıklı empatiyi ve çok yönlü öğrenmeyi destekler.

Pedagojik olarak bu süreç, “öğrenen topluluk” (learning community) kavramının en somut örneğini oluşturur. Eğitim, bu iki farklı kimliğin ortak bir anlam dünyasında buluşmasını sağlar.

Bireysel Öğrenmeden Toplumsal Öğrenmeye

Göçün pedagojik etkileri bireysel düzeyde başladığı kadar toplumsal düzeyde de derindir. Öğrenciler, farklı kimliklerle bir arada yaşamayı öğrenirken; toplum da çok kültürlü öğrenme deneyimi yaşar.

Bu süreçte öğretmenlerin, “ötekileştirmeden öğrenme” ilkesiyle hareket etmesi önemlidir. Çünkü her birey, öğrettiği kadar öğrenir; farklı olana temas ettikçe kendi öğrenme alanını genişletir.

Sonuç: Öğrenmek Göç Etmektir

“Suriyeliler göçmen mi?” sorusuna pedagojik açıdan verilebilecek en anlamlı yanıt şudur: Evet, ama hepimiz birer öğrenme göçmeniyiz. Çünkü her yeni bilgi, her yeni deneyim bizi alıştığımız zihinsel sınırların ötesine taşır.

Göçmenlik, yalnızca yer değiştirmek değil; öğrenmek, uyum sağlamak ve yeniden doğmaktır. Eğitim bu noktada en güçlü köprüdür — toplumları birbirine yaklaştıran, farklılıkları anlamlı kılan, insanı insana dönüştüren bir süreçtir.

Okuyucuya Düşünme Sorusu: Kendi öğrenme yolculuğunuzda siz hangi sınırları aştınız? Öğrenmek sizin için bir göç müydü, yoksa bir dönüşüm mü?

Etiketler: #Suriyeliler #göçmenlik #eğitim #pedagoji #öğrenmeteorileri #kültürelöğrenme #sosyalleşme #öğrenmenindönüştürücügücü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino mecidiyeköy escort brushk.com.tr sendegel.com.tr trakyacim.com.tr temmet.com.tr fudek.com.tr arnisagiyim.com.tr ugurlukoltuk.com.tr mcgrup.com.tr ayanperde.com.tr ledpower.com.tr Megapari
Sitemap
grandoperabet girişsplash